Samsun denizi ve iç sulardaki potansiyel sucul yaşam ile birlikte, doğusundan batısına 2343 aile, balıkçılık faaliyetleri ile geçimlerini sağlamaktadırlar. (KKGM, 2010) Balıkçılık sektörü Samsun ili için önemli bir yere sahipken, yıllar içersinde sektörün insan kaynaklı ve tabiat kaynaklı olumsuzlukların birbirini takip etmesi sonucunda tükenme noktasına gelmiştir.
Samsun balıkçılık sektörünün en temel taşı olan trol balıkçılığındaki kontrolsüz büyüme hem sektöre zararı dokunmuş hem de doğal döngü yıllar içersinde tamiri zor yaralar almıştır. Daha öncede değinildiği üzere son 30 yıl içersinde Samsun trol av filosu %300 büyümesi, bahsedilen kontrolsüz büyümeye bir örnektir. Edinilen yeni teknoloji sac teknelerle ava çıkan trol balıkçısı balığın peşine düşmüş, tabir yerindeyse balıkta balıkçıdan kaçacak delik arar duruma gelmiştir. Trol balıkçısına kanunen belli noktalarda kısıtlama getirilmesine rağmen, balıkçı kısıtlamaları dikkate almamış, balık avı yarışında denize acımasızca davranmıştır. Hedef türler olan ve Samsun denizi için milli balığımız tabirini kullandığımız türler; kalkan, barbun, mezgit ve mersin balığı tükenme noktasına gelmiştir. Balıkhane kayıtlarına tonlarla ifade edilen bu türler, Samsun balık halinde günlük mezata çıkarken, şimdilerde ise sayıyla ve neredeyse bazı türler ise hiç görülmemeye başlanmıştır.
Samsun balıkçılık endüstrisinin çatısını oluşturan trol balıkçılığın zor günleri 1980’li yıllarla birlikte başlamış oluyordu. 1988 yılında avcılığa getirilen mil sınırı, Samsun trol balıkçısını iyice zora sokmuştu. Bu konuda Samsun Balık Satıcıları-Tutucuları ve Seyyar Esnaf Derneği 1988 yılı toplantısında karar maddelerinde Samsun trol balıkçısına şu şekilde destek veriyordu: “3.Madde; Balık tutucularımızdan trolcularımıza konulan yasaklar ile ilgili konuya eğilip bu konuda dernek yönetim kurulunca araştırma yapılmasına oy birliği ile karar verildi.[1]”
Samsun balıkçılığının temel dokusunu oluşturan trol av filosunun kapasite ve güç olarak 1980’den itibaren aşırı ölçüde büyümesi ve balıkçılık kurallarına uyulmadan yapılan avcılık sonucunda; 1990’lı yılların sonuna gelindiğinde, mevcut demersal balık stokları için artık bu av kapasitesini taşıyamayacak düzeye ulaşmıştır. Gelinen noktada 2000’li yılların sonunda ise bu demersal balık stokları çökme seviyesine gelmiştir. (Gümüş, 2011: 6)
Çağımızın bilinen gerçeği küresel ısınma ve buna bağlı olarak türlerin yaşam alanlarının ısı değerlerinin ve beslenme zincirlerinin yok olması ya da yer değiştirmesi, tamiri zor koşullar meydana getirmiştir. Yüzyıllardır görülmeyen istilacı olarak nitelendirilen türlerden son 20-30 yıllık süreçte yerleşimi ve kimyasal faktörlerin serbestçe suya oradan da denize karışması bu yok oluşa hız kazandırmıştır. Samsun hinterlandının yoğun tarım uygulamaları 1980’lerle birlikte sentetik gübrelerin üretiminde patlama yaşanılması ve aşırı derecede bilinçsiz gübre kullanımı Yeşilırmak ve Kızılırmak havzalarına gübre atıkları ve beraberinde kimyevi sanayi atıkları bu iki nehir vasıtasıyla Karadeniz’e ulaşmaktaydı. Daha düne kadar Samsun’un her türlü kanalizasyon atığını, endüstriyel atığını arıtmadan doğrudan tatlı su ve deniz suyuna salınması diğer bir olumsuz faktördü.
Karadeniz ekosisteminin yaklaşık son 20-25 yılık süreçteki değişiminden en bariz şekilde balık faunası etkilenmiş, Karadeniz’de 1960-1970 yılları arasında 26 türün avcılığı yapılırken, bu sayı 1980’lerde 21’e düşmüştür.
Ne acıdır ki Samsun denizinde 1950’lerde yüzdürülen ilk trol teknesi reisleri, Samsun’un trolcülük açısından çok ideal bir avlanma sahasının olduğunu düşünüyorlardı. Haklıydılar da; Samsun denizi o kadar bakir ve o kadar bereketliydi ki trolcülüğe ilk başlayanlar torbaları çekip boşalttıklarında, bu kadar balığı ne yapacağız diye düşünüyorlardı. Bir zamanlar bu bereketi gören balıkçılar trol teknesi sahip olabilmek için var güçleriyle çalışarak iyi kötü birer trol sahibi olmuşlardı. Şimdi ise 19 Haziran 2012 tarih ve 28328 Sayılı Resmi Gazetede Yayımlanan “Balıkçı Gemisini Avcılıktan Çıkaranlara Yapılacak 2012/51’nolu Destekleme Tebliği” kapsamında desteklemeden yararlanmak amacı ile kuraya girecek balıkçı tekneleri, kayıklarını elden çıkartabilmek için birbirleriyle yarışır hale gelmişlerdir. Bu ne yaman çelişki diyesi geliyor insanın. Bir şeyler bitti… Biten deniz miydi? Yoksa bir daha tamir edilemeyecek olan umutlar mı? Balıkçı her zaman denizden umdu. Umduğunu buldu ya da bulamadı. Ama kesin bir şey vardı ki o da deniz ve balıkçı arasındaki yarına dair ümit etme duygusuydu. Deniz her zaman balıkçıya anaç oldu. Her zaman iyi ya da kötü bir şeyler verdi. Ta ki buraya kadar…
[1] Samsun Balık Satıcıları-Tutucuları ve Seyyar Esnaf Derneği 5.2.1988 Toplantı kararları. Toplantı karar sayısı:22. Bekir Erbudak(Başkan), Cengiz Bayramoğlu(Genel sekreter), Nevzat İlkay(2.Başkan), A.Rıfat Deniz(Muhasip), Ali Pamuk(Eğitim Sekreteri). Samsun ESOB arşivi.